Yolculog - Yolculuk
  • Gezdik
    • Uzak
    • Yakın
  • Yaptık
  • Gezi Önerileri
  • İletişim
  • Hakkımızda
Yolculog - Yolculuk
Gezdik
    Uzak
    Yakın
Yaptık
Gezi Önerileri
İletişim
Hakkımızda
  • Gezdik
    • Uzak
    • Yakın
  • Yaptık
  • Gezi Önerileri
  • İletişim
  • Hakkımızda
Gezdik, Uzak

Berlin – Duvarın böldüğü şehirde 3 gün

Berlin Brandenburg Kapısı

Berlin ve Almanya konusunda ön yargılarımı Mart 2016 ‘da yaptığımız geziyle yıktım. Sanırım adını çok fazla duyduğumdan benim için sıradan bir yer haline gelmişti.

Eylül 2015’te ucuz uçak biletlerini kovalarken Pegasus’un başka bir kampanyasına denk geldim ve yaklaşık 200 liraya gidiş dönüş Berlin bileti aldım. Kız arkadaşım çok sevinçliydi çünkü kendisi tam bir Almanya aşığı. Ben ise bir ay önce yine aynı tarihler için aldığım Bologna biletini sonradan hatırladım ve 5 gün arayla iki farklı Avrupa gezisi yapacak olmanın nasıl bir telaş getireceğinin farkında değildim.

Kız arkadaşımın Erasmus döneminde tanıştığı Alman arkadaşı Richard bizi memnuniyetle misafir edeceğini ve mümkün oldukça bizi gezdireceğini söyledi. Bu da gezimize ayrı bir heyecan kattı çünkü bir şehri oranın yerlisiyle gezmek inanın çok daha keyifli oluyor. Planımıza bir de günübirlik Hamburg gezisi ekleyince unutulmayacak bir deneyim oldu.

Yazının Devamı

Gezdik, Uzak

Kısa bir Bologna gezisi

bologna

Geçen yaz yakaladığımız Pegasus kampanyası sağolsun annem ile oldukça ucuza Bologna bileti almıştık. Uzun bir bekleyiş oldu ama sonunda Bologna gezisini Şubat 2016’da gerçekleştirdik. Bologna ‘nın yanına bir de Floransa’yı ekleyince tadından yenmeyecek bir gezi oldu. Mecazi anlamda değil, gerçekten güzel yemekler yedik. Bu yazımda 4 günlük Bologna ve Floransa gezime sığdırdıklarımı paylaşacağım.

Bologna

portiko

Bologna İtalya’nın diğer popüler şehirleri gibi turist kaynayan bir yer değil, sokaklarında yürümek gayet keyifli olabiliyor. Yürümeyi daha keyifli hale getiren ise sizi yağmurdan çamurdan koruyan portiko’lar. Şehrin kaldırımlarının 40KM uzunluğundaki kısmının üstünü örten portikoların ilk yapılma amacı aslında biraz ilginç: Eski zamanlarda şehir, etrafındaki köylerden yoğun göç almış. Bu göçler sonrasında konut sıkıntısı baş göstermeye başlamış. Yer kısıtlı olduğu için apartmanlar kaldırımların üstünden caddelere doğru genişletilmiş ve böylece üstü kapalı kaldırımlar ortaya çıkmış. Açıkçası, bu mimari sayesinde 2 gün boyunca yağan yağmura rağmen ıslanmadan şehirde gezebildik, o yüzden emeği geçenlere teşekkür ediyorum 🙂

Bologna deyince akla gelen ilk şey tabi ki Portico’lar değil. Geziye çıkmadan internette okuduğum yabancı kaynaklarda Bologna ‘nın İtalya’nın yemek başkenti olduğundan bahsediliyordu. Tabi bu yemeklerin başında gelen de hepimizin bildiği Bolonez Soslu makarna. Bu kadar abartılan neymiş diyerek şehrin iyi restoranlarından bir tanesine gidip Bolonez soslu makarna yedik, taze açılmış taglitelle makarna ve bolonez sosu lezzetliydi tamam ama abartılacak bir şey yok. Bizim Kıymalı Makarnamız emin olun daha güzel. Makarna haricinde Bologna’dan dondurma yemeden dönemeyin.

Bologna Üniversitesi

Bologna Üniversitesi duvarlarında Nazım Hikmet şiiri

Bologna’nın diğer bir özelliği de Dünyanın en eski üniversitesi’nin burada bulunması. 1088 yılında kurulan Bologna Üniversitesi Avrupa’nın dört bir yanında öğrenciyi şehre çekmiş. Radyonun mucidi Marconi’nin, Dünya’nın güneş etrafında döndüğünü ispat eden Kopernik’in mezun olduğu üniversite günümüzde sol görüşlü grafitilerin duvarları süslediği bir kampüse sahip. Şehir ile iç içe olan kampüs gün içerisinde oldukça kalabalık ve hareketli oluyor.Üniversitenin 80 bine yakın öğrencisi olduğunu düşündüğünüzde bu gayet normal.

Şehirde birçok galeri ve müze bulunuyor ama biz sadece ilk anatomi dersinin verildiği anfi’yi ve Palazzo Poggi müzesini gezdik. Bunun haricinde Şehir Merkezinde Piazza Maggiore’de bulunan Neptün Çeşmesi ve ön yüzü tamamlanmamış San Petronio Bazilikası şehrin görülmeye değer yapıtları.

DSCF5561

Burada Pisa’ya benzer şekilde eğik olan bir kule var. Şimdiden söyleyeyim kuleyi tutmaya çalışarak fotoğraf çekilmek gibi bir gelenek burada yok. Bu yüzden deneyip komik duruma düşmeyin 🙂 Ama yapabileceğiniz daha güzel bir şey var o da eğik kulenin 100 M uzunluğunda sapa sağlam ayakta olan ikizi olan kuleye tırmanmak. Torre Assinelli’nin 498 basamağını tırmandığınızda muhteşem Bologna manzarasını sizi beklerken bulacaksınız.

La Piccola Venezia

Yukarıdaki fotoğraf Venedik’te çekilmedi, bu manzarayı görebilmek için şehir sokaklarında yer alan  küçücük bir pencereyi bulmanız gerekiyor. Eğer burada haftasonu bulunursanız Piazza VII Agosto meydanında açılan daha çok giysilerin satıldığı büyük bir pazar bulabilirsiniz.

bologna

İtalya’nın gelişmiş tren ağının tam ortasında yer alan Bologna’dan bir çok yere günü birlik gezi düzenleyebilirsiniz. Günü birlik gezeceğiniz yerlerin başında Modena, Ferrara, Parma ve Ravenna geliyor. Bunun haricinde Verona ve Floransa’ya da ulaşım gayet kolay. Biz ikinci durağımız olan Floransa’ya ulaşımı tren ile sağladık. Tren garındaki makinalardan veya gişeden regional tren için 9.5 € ya bilet alabilirsiniz. Prato Centrale durağında aktarma yapmanız gerekiyor ve toplamda 2 saat sürüyor . Hızlı tren yaklaşık 50 dakika sürüyor ancak fiyatı minimum 20€ civarı olacaktır. Tren seçeneklerini görmek için bahn.de adresini kullanabilirsiniz. Bologna-Floransa arası başka bir ulaşım şekli de havaalanından kalkan Appenino Shuttle. Biz Floransa’dan dönüş uçuşumuzun olduğu Bologna Havalimanına gitmek için bu yöntemi kullandık. Ücreti kişi başı 20€, bileti www.appenninoshuttle.it adresinden alabilirsiniz. Floransa’dan Marconi Havaalanına gitmek için en iyi yöntem sanırım bu. Bologna Havaalanından şehir merkezine ise 6€ ödeyerek gitmeniz mümkündür.

Bologna’da mutlaka gitmeniz gereken mekanlar:

1-Tratoria Dell Orsa http://4sq.com/cOb1Tv

Osteria Dell'orsa
Bolonez soslu makarna yemeye buraya gelebilirsiniz. Ev yapımı şarapları da oldukça ucuz ve lezzetli.

2-Cafe Terzi http://4sq.com/cHca6d

Cafe Terzi - Bologna
İtalya’da kafe önermek aslında biraz garip. Çünkü her köşe başında güzel bir kahveci bulmak mümkün. Cafe Terzi eski havası ve şehir merkezinde olması nedeniyle tercih edilebilir. İtalyanların kahve kültürü bize biraz değişik; genelde insanlar uzun süreler oturmak yerine espressosunu ayakta içip gidiyorlar.

3-Pizza Artist http://4sq.com/Yo5c2t

Pizzartist

Tam öğrenci işi! 6-7 çeşit pizzadan istediğiniz büyüklükte dilim kestirebilir ayak üstü atıştırabilirsiniz.

4-La Tua Piadina http://4sq.com/cbzIT4

La tua piadina-Bologna
Burası da öğrencilerin uğrak mekanı, değişik lezzetlere açık olanlar denemeli. Lavaş arası yöresel peynirler, pastırmalar ve otlar kullanarak sandviç hazırlıyorlar.

5-Gelateria Gioanni http://4sq.com/9HoPDU

Bologna’ya gelip bu dondurmacıda dondurma yemeden dönmeyin.

6-Quadrilatero http://4sq.com/Qal0mS

Şehir merkezindeki Maggiore meydanının hemen yanında kalan bu bölgede güzel kokuların yükseldiği küçük şarküterileri ve lokantaları bulabilirsiniz. Mercato di mezzo içerisinde yer alan Eataly ‘den veya şehrin en ünlü şarküterisi olan Tamburini’den  hediyelik makarna ve peynir almanız mümkün.

7-Teatro Comunale’de Opera –  http://www.comunalebologna.it/

Teatro Comunale Bologna

Üniversite kampüsünde yer alan bu opera’da güzel bir programa denk gelirseniz mutlaka gidin. Hem 10€ gibi bir fiyata bilet alabilirsiniz hem de Türkiye’de eşi olmayan bir salonda etkinlik izleme fırsatını bulabilirsiniz.

Gezdik, Uzak

Dalmaçya kıyılarında! – Split

Balkanlar gezimizin önemli duraklarından olan Hvar Adasına Split’ten kalkan feribot ile gideceğiz. Bir önceki durağımız olan Mostar’dan gece otobüsüyle Split’e geçtik. 23:45 ‘de Mostar ‘dan kalkan otobüsümüz sınırdan Hırvatistan’a giriş yaptı. Sınırı geçmek sandığımdan daha kolay oldu, önce Bosna Hersek polisi gelip pasaportlarımızı topladı çıkış işlemlerimizi gerçekleştirdi daha sonra Hırvat Polisi pasaportları toplayıp kontrol etti hiç bir sıkıntı çıkmadan 15 dakika içerisinde tüm yolcuların işlemleri tamamlandı. Kaptan yollar virajlı olmasına rağmen o kadar hızlı kullandı ki varış saatimizden 1 saat erken yani gece 3 sularında Split’e vardık. Tabi o saatte açık bir yer bulamayacağımız için otobüs terminalinde biraz uyukladık.

Saraybosna - Split Ulaşım

Saraybosna – Split Centrotrans Otobüsü

Hırvatistan’ın en büyük ikinci şehri olan Split’i asıl kalacağımız yer olan Hvar’a geçiş noktası olarak kullanıyoruz. Bir gecemizi yollarda geçirdiğimiz için oldukça yorgunuz. Ama bu yorgunluğa rağmen çantalarımızı limandaki bir emanetçiye bırakıyoruz ve şehri keşfetmek üzere terminal bölgesinden ayrılıyoruz. Balkanların bu bölgesinde genelde otobüs terminali, tren garı ve liman hep aynı yerde yer alıyor bu da aktarma yapmayı oldukça kolaylaştırıyor.

Split'in Kordonu

Split’in Kordonu

Şehir merkezi zaten otobüs terminaline 5 dakikalık yürüme mesafesinde. Merkeze geldiğimizde kendimizi yukarıdaki fotoğrafta yer alan ve benim İzmir’in Kordonuna benzettiğim yerde buluyoruz. Bir tarafımızda deniz diğer tarafımızda ise M.S 4. yy kalan Diocletian Sarayı bizi karşılıyor.

İlk işimiz paramızı Hırvat para birimi olan Kuna’ya çevirmek oldu. 3-4 tane doviz bürosu gezdikten sonra en iyi oranları veren büroda bize Dubrovnik’e kadar yetecek olan tutarı bozdurduk. Döviz değişimi konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor çünkü kimi döviz bürosu 7.46 lık kur verirken biz 7.30 a Kuna’larımızı alabildik. Artık paramız var ve yiyecek bir şeyler alabiliriz 🙂 Kahvaltı için bir börek, turta ve çikolatalı açma satan bir fırından bir şeyler aldık.

diocletianus sarayı

Diocletianus sarayı

Daha sonra Diocletianus sarayının içinde yer aldıüı eski şehri gezmeye başladık. Şehrin kapılarından girer girmez bambaşka bir dünyada olduğumuzu anlamıştık. Önceki durağımız Mostar’dan sonra burası resmen zenginlik ve ve ihtişam içerisinde yüzüyordu.

Split MeydanDar sokaklar

Dioklit saray duvarları arasında kalan bölgede İtalya’yı andıran meydanlar ve cafeler ve butikler bulunuyor. Biz de daracık sokakları dolaştıktan sonra geniş meydanda(Narodni trg) yer alan bir Cafe Pivnica Plac ‘da biraz yorgunluk attık. Şehrin bu eski bölgesindeki sokakları mutlaka dolaşmalısınız.

Split Pazar Yeri
Daha sonra eski şehrin doğusunda kalan açık pazar yerini gezdik. Bu pazarın bir bölümünde çiçekliler bulunuyor diğer bölümünde de meyve sebze satan amcalar ve teyzeler bulunuyor. Mutlaka ikramda bulunuyorlar, tabi biz de bize en sıcak davranan amcadan Hvar ‘da yemek üzere çilek aldık.

Hajduk Split

Hajduk Split

Split’ adını önceden Hajduk Split futbol takımı sayesinde duydum. Şehrin her yerinde duvarlarda arması mevcut. Sonradan öğrendim ki Hadjuk Split takımının önemi büyükmüş. “Hajduk” kelimesi Balkan geleneğinde Osmanlı yönetimine karşı mücadele eden efsaneleşmiş kahramanı betimlemektedir. Aynı zamanda “Robin Hood” ile de benzetilmektedir yani bildiğiniz Haydut. Osmanlı’ya karşı direnen genç haydutlar bir futbol takımı kuruyor ve adını Split’in Haydutları yani “Hayduk Split” koyuyor.

Split’te son olarak Şehri yüksekten gören Marjan Tepesine tırmandık, Ormanla kaplı tepede yürüyüş yolları bulunuyor, biz de bir çam ağacının altında soğuk biralarımızı yudumladık ve yorgunluğumuzu giderdik. 1 saat sonra Hvar’a gidecek gemimiz olmasa burada uyuyabilirdim bile. Gitme vakti geldiğinde ormanın girişindeki Cafe Vidilica’nın yanındaki terastan harika şehir manzarasını seyredip bir kaç fotoğraf çekebilirsiniz. Gemimiz kalkmadan zaten limandaki emanetçide olan çantalarımızı aldık ve sıraya girdik.

Burada geçirdiğimiz kısa sürede görülmeye değer neredeyse her yeri gezdik.Siz de Hvar’a Split üzerinden gidiyorsanız.Bizim gibi sıkıştırılmış bir tur yapabilirsiniz. badası hakkında yazı için buraya tıkla!

Fiyat Bilgileri:

Limanda luggage storage: 20 KN
Saat 9’da walking tour : 90 KN
Bira Ožujsk : 8,50 KN

Gezdik, Uzak

Mostar – Balkanlarda bir Osmanlı köyü

Mostar

Saraybosna’dan sabah treni ile geldiğimiz Mostar’a gece Hırvatistana otobüs ile geçecek şekilde günü birlik olarak uğruyoruz. Hakkında köprüsü dışında pek fazla birşey bilmiyoruz. Bakalım Mostar’da bizi neler karşılayacak.

Mostar Tren İstasyonu

Mostar Tren İstasyonu

Saraybosna - Mostar Treni

Yazının başında istasyon ve tren fotoğrafı koymamdan dolayı Mostar’a tren yolculuğu yaparak ulaştığımızı anlamışsınızdır diye düşünüyorum.  Saraybosna-Mostar arasındaki bu yolculuğun hayatınızdaki en güzel tren yolculuklarından birisi olacağını da söylemek isterim. Ne yazık ki manzarayı; ormanları, dağları nehirleri izlemekle o kadar meşguldüm ki bu güzelliği size fotoğraflar ile anlatamıyorum bu yüzden görmek için sizin de bu trene binmeniz gerekecek.

Mostar Köprüsü

Saraybosna’dan saat 7 de kalkan tren 9.45 gibi Mostar’a ulaşıyor. Oldukça eski olan mostar istasyonuna ulaştığımızda ilk iş olarak sırt çantalarımızı bırakacak bir emanetçi arıyoruz. Ancak istasyonun emanetçisi akşam saat 18’e kadar açık. Bizim bir sonraki durağımız olan Split otobüsü 23.30 ‘da kalkacağı için çantaları buraya bırakamayacağımızı söyledi görevli amca. Bizi istasyonun içerisindeki bir cafe’ye yönlendirdi ve oraya emanet etmemizi söyledi. Biz iki tane sırtçantasını barmene verdik ve karşılığında fiş benzeri bir belge aldık. Bırakmaz olaydık! Ertesi gün çantamı açtığımda içerisinden harici bataryamın ve traş makinamın çalınmış olduğunu farkettim.

We all bleed

We all bleed

Yüklerimizi bıraktıktan sonra doğru şehir merkezine doğru yürümeye başladık. Zaten küçücük bir yer 15 dakikada yürüyerek köprünün olduğu bölgeye geldik. 1468 ‘de Osmanlı Egemenliğine girmiş olan Mostar bu dönemde Köprühisar adını aldı. Fotoğraflarda bolca gördüğünüz köprü de Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile yapıldı. 90’lı yıllarda yaşanan iç savaşta şehir büyük hasar gördü, köprü de hırvat güçleri tarafından bombalandı. Duvarlarda hala mermi izleri duruyor ve günlerde yaşananları düşündürüyor.

Mostar Yemek

Yemek için manzaralı bir yer seçebilirsiniz

 

Burada Biraz dolaştıktan sonra köprü manzaralı bir yere oturup yemek yedik. Köprü civarı oldukça turistik mekan sahipleri binbir türlü şekilde sizi içeri çekmeye çalışıyor, bu bölgede fiyatlar da biraz yüksek. En iyisi köprüyü gören bir yere oturup keyfini çıkartmak.

Yemeğimizi yedikten sonra Mostar’ı bir kez daha dolaştık. sonra bir kez daha dolaştık. Gece kalkacak otobüse kadar burada ne yapacaktık? Açıkçası Mostar’da tüm günü dışarda geçirmek biraz sıkıcı oldu. Turistik bölgenin biraz dışında bir kaç cafe’nin yan yana bulunduğu dere kenarında bir yere rastladık, gidip burada bira içip uyukladık biraz da olsa sıkıntımızı giderdik. Neyse ki akşam yaklaşmıştı. Mostar köprüsünün altına gidip kayalarda oturduk biraz da öyle vakit geçirdik. Nereetva Nehrine kenarından köprüyü ve eski şehri izledik.Köprünün tepesinde bir kaç mayolu delikanlı atlayacakmış gibi yapıp milletin ilgisini çekip duruyor. Köprünün orda o kadar durmamıza rağmen sadece 2 kez köprüden atladıklarına şahit olduk.

Köprüden atlayan gençler

Köprüden atlayan gençler

Mostar’da en çok ilgimizi çeken şey tabi ki Mostar Köprüsü oldu. Köprü 1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından yapılmış. Ne yazık ki savaş zamanında bombalandı ve yerle bir oldu. 2004 yılında aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edildi. Şehrin eski bölümünde bulunan körpü Hırat ve Müslüman mahallelerini birbirine bağlıyormuş. Mostar’da da Saraybosna gibi binalarda mermi izleri var. Köprünün etrafındaki bölüm aynı zamanda şehrin eski mahallesini barındırıyor. Burada ufak ufak çeşitli dükkanlara uğrayabilirsiniz. Her ne kadar etkileyici bir atmosfere sahip olsa da Mostar’da bir geceden fazla kalmanızı önermem.

Mostar Köprüsü

Mostar’da Yapılacaklar:

  1. Mostar Köprüsü manzaralı yemek ye.
  2. Nereetva Nehrinin kenarında oturup köprüyü ve Atlayan gençleri seyret.
  3. Bosna’lıların takıldığı Nide Veze Cafe’de Biraz keyif yap.
  4. Eski Çarşıda gez,
  5. Keskin Mehmet Paşa Cami’sinin yanındaki pazarı gez. Satın almıyorsan da ikramların tadına bak 🙂 Buradan köprüyü ve şehri seyret.(başlıktaki köprü fotoğrafı buradan çekildi)
Gezdik, Uzak

Saraybosna

Bosna-Hırvatistan-Karadağ gezimize daha ucuz olması sebebiyle İstanbul-Saraybosna uçuşuyla başladık. Böylece uzun süredir merak ettiğim Avrupa’daki Osmanlı varlığının önemli kalıntılarının yer aldığı Saraybosna ve Mostar’ı görme imkanımız oldu.

Saraybosna havaalanına indiğimizde etrafınızdaki türk markalarını görüp hemen heyecanlanmayın, şehrin içerisinde tanıdık daha çok türk markası göreceksiniz. Havaalanından şehre giderken biraz zorlanabilirsiniz çünkü araştırdığım kadarıyla şehre giden bir toplu taşıma aracı mevcut değil. Taksilere mecbursunuz. Limandan direkt çıkınca karşınıza “Taxi Sarajevo” firmasına ait sarı taksiler sırada bekliyor. Ancak ben yabancı bloglarda da tavsiye edilen “Crveni Taxi” ‘den kırmızı renkli bir taksi durdurdum (Biraz havaalanının çıkışına doğru yürümek gerekebilir).

 

 

Biz Şehir merkezine giderken önce Tren istasyonuna uğrayıp bir sonraki sabah bineceğimiz  Mostar Trenine bilet aldık. Tabi şöfore anlatmak biraz zor olabiliyor.İstasyonda kimseyi bulamazsanız biletçiyi sorun ya da camları tıklatın, günde birkaç tren olduğu için görevliler pek de çalışmaya meraklı değiller. Taksi şehir merkezine 10 Euro’dan fazla tutmamalı, biz havaalanında komisyon ödeyerek KM almadığımız için 10 euro ile ödeme yaptık.
Hostelimize yerleştikten ve şehir hakkında brifing aldıktan sonra doğruca şehri gezmeye başladık. İlk işimiz medresenin karşısında komisyon ödemeden KM alabileceğimiz döviz bürosuna yönelmek oldu. Neyse ki 1€=1.95 KM şeklinde sabitlenmiş kur sayesinde kafa karışıklığı olmadan işlemlerimizi gerçekleştirebildik.

Sarajevo Walking Tour

Daha sonra ilk defa Edinburgh gezimizde denemiş olduğumuz Free Walking Tour ‘un Saraybosna versiyonunu bulup ona katılmak oldu. Bosna’lı rehberimiz Omar ile 1 buçuk saat boyunca şehrin önemli noktalarını yürüyerek gezdik. Aynı zamanda burada yaşayan birisinin gözüyle şehri görmüş olduk ve şehir hakkında çeşitli hikayeler dinledik. Mesela sokaklarda bazı yerlerde atılan bombaların kalıntıları mevcut bunlara “Roses of sarajevo” diyorlar, kimisinin acı hikayesi var; Ekmek kuyruğundaki insanların üzerine düşen bomba ve onlarca kişinin ölmesi gibi.

Rose of Sarajevo"

“Rose of Sarajevo”

Free walking tour’a katılmanızı kesinlikle öneriririm. Turda, Hep tarih derslerinde duyduğumuz 1. dünya savaşı ‘nın ateşini fitilleyen olay olan Avusturya Prensi Franz Ferdinand suikastının gerçekleştiği noktayı. Şehrin Nazi işgalinden kurtuluşu anısına dikilmiş ve hala ateşi yanan anıtı. Camileri, Kiliseleri be diğer ilginç yerleri gezdik.

Yürüyüş turu sona erdikten sonra biz en güzel Saraybosna manzarasını izleyebileceğimiz Sarı Kale’ye doğru yol aldık.

 

Sarı Kaleye gelmeden şehirdeki onca mezarlıktan bir tanesi olan Kovaçi mezarlığındaki mezar taşlarının çokluğu karşısında boğazımız düğümlendi. İç savaş sonucunda yitirilen canlar azımsanmayacak kadar çok.

Kovaci Mezarlığı

Kovaci Mezarlığı

Sarı Kale’de şehri seyrederken  Saraybosna’nın Yeşiliyle ve Eski evleriyle Bursa’ya benzediğine karar verdik 🙂 Daha sonra merkeze doğru eski evlerin arasından yürümeye devam ettik. Saraybosna’da oldukça fazla Osmanlı Evi var ve bu evler çok iyi korunmuşlar içlerinde hala yaşam var. Bu kadar çok sayıda Osmanlı Evinin Türkiye ‘de bir arada bulunduğu bir yer olduğunu sanmıyorum.  Ancak İster Osmanlı Evi kadar eski ister 90’larda yapılmış bir apartman olsun tüm yapıların ortak yanı Mermi izleri. Neredeyse mermi izi olmayan duvar yok şehirde. Bu da ister istemez o sokakta o evlerde birçok insanın öldüğü düşüncesini getiriyor.

Saraybosna’daki tek gecemizi geçireceğimiz hostelimize geri dönmeden barlar sokağına uğruyoruz. Bize önerilen Yer’ler City Pub ve Cheers ancak  biz Ort Cafe-Bar’a gittik. Sarajevska biralarımızı içtikten sonra doğruca hostele geçtik. Ne de olsa Sabah erken kalkacağız.

 

Saraybosna’da özellikle başçarşı civarlarında bolca ızgara et kokusuna maruz kalacaksınız. Bu kokular ülkenin meşhur yemeği Cevabi’den geliyor. Aslına bakarsanız bizim Tekirdağ köftesinden pek de farkı yok. Yanında bol soğan ve pide ile servis ediliyor. Olmazsa olmaz değil ama heryerde kolayca bulabileceğiniz ve en kolay şekilde karnınızı doyurabileceğiniz bir seçenek. Cevabi’de bize önerilen lokanta “Galatasaray”

Diğer bir seçenek de ülkemizin börekçilerinde de özel yere sahip olan Boşnak böreği. Boşnak böreğini yemek üzere caminin yanındaki sokakta yer alan sac veya Bosna ‘a uğramalısınız. Eğer başka bir yerde yemek isterseniz Bureq tabelasını aramanız yeterli.

Sarı Kale'den Saraybosna manzarası

Sarı Kale’den Saraybosna manzarası

Saraybosna Tren Garı

Saraybosna Tren Garı

Osmanlı Evi ve Yugo Bir arada

Osmanlı Evi ve Yugoslav arabası Yugo Bir arada

Sabah Mostar’a tren ile yolculuk edeceğiz, gezinin devamı için Mostar yazımıza ilerleyin

Saraybosna’da Yapılacaklar görülecekler:

  1. Tüneller
  2. Avusturya Prensinin suikastı
  3. Sokaklarda kaybolmaca
  4. Vakit Varsa 1984 Kış Olimpiyatlarının yapıldığı alanı gezin
  5. Sarı Kale’den şehri izleyin
  6. Cevabi ve Boşnak böreği yiyin.
Sayfa 2 / 3«123»

Bizi takip edin.

  • facebook
  • instagram
  • twitter

Facebook Sayfamızı takip edin

Facebook Pagelike Widget

Arama

En çok okunanlar

Doğu Ekspresi Macerası

Bir Bisiklet Yeniden Doğdu

Kars – Rayların bittiği yere yolculuk

Doğu Karadeniz’de şehir hayatına kısa bir mola

bologna

Kısa bir Bologna gezisi

Son Yazılar

Doğu Karadeniz’de şehir hayatına kısa bir mola

Edinburgh

Edinburgh ve İskoçya Highlands Bölgesine yolculuk

Zanzibar deniz, hint okyanuu

Zanzibar’da Balayı – Hakuna Matata

Son Yorumlar

  • Doğu Ekspresi Macerası için ali pekdemir
  • Bir Bisiklet Yeniden Doğdu için bisiklet
  • Doğu Ekspresi Macerası için Me
  • Kısa bir Bologna gezisi için Nagehan
  • Zanzibar’da Balayı – Hakuna Matata için Ibrahim Ethem Tuncel

Kategoriler

  • Genel (2)
  • Gezdik (17)
    • Gezi Önerileri (1)
    • Uzak (12)
    • Yakın (4)
  • Yaptık (1)

Etiketler

afrika almanya artvin balayı balkanlar berlin Birleşik Krallık bisiklet bologna bosna bosna hersek boya Dalmaçya Doğu Anadolu Doğu Ekspresi dublin dubrovnik edinburgh game of thrones Gezi Rotaları gito Hvar Hırvatistan irlanda iskoçya italya karadeniz Kars klasik bisiklet makarna maçahel Mostar Rodos saraybosna Split tasos tatil Tren yemek yunan adaları yunanistan zanzibar çamlıhemşin

Blogu Takip Et

Yeni maceralarımızdan ilk önce sizin haberiniz olsun istiyoruz. Takip etmek için mail adresinizi giriniz.